22 Şubat 2020 Cumartesi

27-BİZDE BOYKOT KÜLTÜRÜ YOK

Uygunsuz Vaziyet: ''Dur!'' noktası...





      Gün içinde damarımıza basarak bizi sinir eden nice şeyler oluyor değil mi değerli okuyucularım?

      Manevi ve milli değerlerimize saygısızlık yapan,siyasi tercihlerimize karışan ,kendi ideolojisini empoze etmek için canhıraş şekilde tacize girişen saygısızlar olabiliyor.Ayrıca tv. programlarıyla veya internet üzerinden çoluk çocuğumuzun ahlakını bozmaya çalışan nice hadbilmezlerle karşılaşıyoruz maalesef.Peki böyle durumlarla karşılaşınca ne derece karşı atağa geçebiliyoruz? Saygısız söylemlerde bulunan,kutsallarımıza tahammül edemeyenlere karşı nasıl bir mücadele yapmamız gerektiğini biliyor muyuz? Burada ''Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.''Hadisini hatırlatayım."Hak" Allah'ın adıdır ve en büyük haksızlık manevi değerlere ,yani Allah'ın hakkına karşı yapılan hadbilmezliktir.Sonra da kul hakları gelir.
   
      Bu tür durumlarda boykot anlamında neler yapıyoruz acaba,burada iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batıralım lütfen. ''Ayşe şunu yapmadı,Fatma şunu demedi, Ali-Veli gelmedi'' değil,biz kendimiz tepki olarak şimdiye kadar ne yaptık ve bundan sonra da ne yapacağız acaba?(Şükür ki ben tepkisiz biri değilim.Gücümün yettiğince...)

      Aydınlanmak için biraz İslam tarihine bakalım isterseniz:

      Hz. Peygamber(as.) dönemine bakarsanız iki boykot olayına rastlarsınız.Birincisi:Mekke dönemindeyken Mekkeli müşrikler müslümanları dinlerinden döndürmek için her yolu deniyorlar.Müslümanların zerre kadar taviz vermediğini görünce de en sonunda boykota başvuruyorlar.Onlarla alışverişi ve konuşmayı kesiyorlar.Öyle ki onlardan biriyle evlenmeyi dahi yasaklıyorlar.Müslümanlar bu dönemde  maddi olarak zayıfladıkları gibi aç kaldıklarından dolayı da zayıflayıp hastalanıyorlar.Bir yolunu bulunca da doğup büyüdükleri,evlerinin ,anılarının ve akrabalarının olduğu bu diyarı terketmek zorunda kalıyorlar.

      İkinci boykot ise:Hz. Peygamber (as.) ve sahabeler (r.anhüm) Medine'de İslam devletini kuruyorlar.İlk başta müslümanlara ait bir pazaryeri olmadığından müslümanlar Medine'deki pazarlardan alışveriş yapıyor. Fakat daha sonraları Müslümanlar güçlenince Medine'de müslümanlara ait pazaryeri kuruluyor ve artık Hz.Peygamber (as.) müslümanlara diğer pazarlardan alışveriş yapmayı yasaklıyor.

      Ekonominin bir güç olduğunu ve düşmanın zayıflatılması için ekonomik anlamda da mücadele vermenin gerekli olduğunu bu olaylardan böylece anlıyoruz.

      Gelelim günümüze ve bizlere...

      Bizler rahatsız olduğumuz tv. programlarını  şikayet kurumu olan Rtük'e hiç ilettik mi?

      İnternet üzerinden yapılan saygısızlıkları Btk 'ya kaç kere şikayet edebildik?

      Tv.de çocuklarımızın ahlakını bozacak tarzda program yapan kanalları kanal listemizden sildik mi?

      Hep durumlardan şikayet edip durduk da bir türlü harekete geçemedik öyle değil mi ?

      Devamlı  dedikodu yapan arkadaşımızı bu davranışının yanlış olduğu konusunda uyarmamamız,yurt dışında ülkemiz aleyhine lobi faaliyetleri yapan "sözümona yazar"ların kitaplarını almaya devam edip onları dolaylı yoldan desteklememiz,sağlıksız gıda satanları topluca boykot etmememiz de hep umursamazlığımızdan olsa gerek.''Ben harekete geçmeyeyim,neme lazım''.deyip hep bir kahraman bekliyoruz,öyle değil mi? 

      Peki neden o kahraman biz olmayalım?!...

4 yorum:

  1. cok cok harika olmus kimyaci havva😆

    YanıtlaSil
  2. Sağol Havva hocam.Beğenmene sevindim.Siz okurlardan olumlu dönüt alınca daha fazla motive oluyorum.

    YanıtlaSil

39-ARAMIZDAKİ SEVGİ PITIRCIKLARI

   İnsani ilişkilerin nasıl olması gerektiği herkesin malumudur.Bunu tekrar tekrar söylemeye gerek var mı bilemiyorum gene de söylemiş olayı...