23-KÜÇÜK EVDEN BÜYÜK EVE BÜYÜK DÖNÜŞÜM
Önce küçük evlerden geniş ve konforlu evlere taşındık.Her odaya ,salona tıkış tıkış mobilyalar doldurduk.Vitrinler,konsollar, dolaplar,çekmeceler,bazalar boş olmaz ya...Onların da içlerini doldurduk.Dolaplar, yer karoları koyu renk olunca sıkıldık.Hepsini beyaz renkle değiştirdik.
Eee bunca eşyayı sadece kendimiz oturup seyredelim diye almadık tabi. Dostu sevindirip,bize düşmanlık yapanları da çatlatmak için ''hamurişi deryası'' ''gün''ler tertipledik.Evde çocuklarımızın bakımı da var.Sonra ev işlerimize yetişememeye başladık.Yorgunluktan bitap düştüğümüzden sabahları eşimize ve çocuklarımıza kahvaltı hazırlayamaz olduk. Eşlerimiz de harcamaların artmasından dolayı ek işlere başladı,mesailere kaldı .Bunca çalışmanın verdiği yorgunlukla bize vakit ayıramaz, yardım edemez oldu.Eşimiz sabah kahvaltı yapamadan işine gitmek zorunda kaldı.Çocuklarımızın ceplerine okulda aç karnına kuru simidi kemirmeleri için harçlık koyduk.Çocuğumuzun simit yerine aç karnına cips ve kola içip bünyesini bozacağından da bihaber yaşadık.
Evişlerine yetişemeyince eşe-dosta haber salıp ''yardımcı bayan'' arayışına girdik.Yardımcı bayan gelip nasırlaşmış eli ve çamaşırsuyu koklamaktan yorulmuş ciğerleriyle işe koyuldu.Beyaz mutfak dolaplarımızı,tavandan tabana büyük camlarımızı kapılarımızı banyo ve lavabolarımızı temizleyince bir rahatladık bir rahatladık ki sormayın.Sonra hızımızı alamayıp daha da çok rahat etmek
istedik.Bunun için de bütün gün kafamızı şişiren (!) el kadar küçük çocuğumuzu kreşe yolladık.
istedik.Bunun için de bütün gün kafamızı şişiren (!) el kadar küçük çocuğumuzu kreşe yolladık.
Bir müddet sonra ücret konusu kafamıza dank etmeye başladı.Çünkü eşimiz artık iki yakasını bir araya getiremez olmuş,faizli bankalardan kredi çekmeye başlamıştı.Çareler düşündük.Bulduğumuz çare :evimizde değil dışarıda çalışmaktı...(olumlu veya olumsuz yorum yapmıyorum,burada yorumu siz değerli takipçilerime bırakıyorum.)
SUMEYE BARUT
SUMEYE BARUT