2 Ocak 2021 Cumartesi

37-YALNIZ YAŞAMAYI TERCİH EDENLERİMİZ

   Kimileri doyasıya özgür olabilmek,kimileri çevrelerindeki baskıcı insanların baskısından kurtulmak, kimileri,sosyalleşmeyi sevmemek...vb daha nice sebeplerle yalnız yaşamayı tercih ederler.Bu bir tercihtir.Birilerinin bu tercih sahibine baskı kurması ve ona tahakküm etmesi elbette kabul edilemez .Bu yazımın konusu yalnızlığı tercih edenleri eleştirmek değil sadece gözlemlerimden yola çıkarak bu tercihin sonraki aşamalarının neler olabileceğini irdelemek ve bu duruma ''ayna tutmak''tır.

  Evet yalnızlık çoğu zaman bir tercihtir,bazen de bir zorunluluk.Ben yazımda bu tercih veya zorunluluğun sebepleri üzerinde  durmayacağım lakin yalnız yaşayan insanları gelecekte hangi şartların beklediği üzerinde kalem (klavye) oynatmak isterim:

  ''İnsan sosyal bir varlıktır.''Sözünün bilimsel gerçekliğini kabul etseler de etmeseler de yalnız yaşayanlarımız - ki bunlar bazen tek başlarına veya ailece toplumdan izole bir şekilde yaşarlar-mutlaka bir başka insanla konuşmaya veya ondan yardım istemeye ihtiyaç duyacaklardır.Öyle ya musluk tamirini ,elektrik tesisatını,mobilya bakım onarımını...vs. bilen ve kimseye muhtaç olmayacağını düşünen kişilerin  fırıncıya,ayakkabı tamircisine,terziye...vs. ihtiyacı olmayacak mı?Hepsini bir yana bırakın bir arkadaşla,bir komşuyla  çay içip üç-beş kelam etmenin bile çok büyük bir önemi var. Eğer kendisi veya eşi ''buna ihtiyacımız yok.'' diye düşünüyorlarsa da çocuklarının arkadaşlarla oyun oynamaya  ve büyüklerin sohbetine (anı,tecrübe,milli ve manevi bilgi... gibi kültürel birikimler) ihtiyaçları olacaktır.Bence yalnız büyütülen çocuklar kalabalıklar içinde büyütülen çocuklardan 1-0 geride başlarlar hayata. 

  Toplumumuzda genellikle anne-baba da çalıştığı için yalnız kalan çocukta adab-ı muaşeret kuralları bilgisi, milli ve manevi değerlerle ilgili kıssa, hikaye ,büyüklerin tecrübeleriyle ilgili bilgiler eksik kalır (istisnalar vardır elbet).Bu çocukların akranlarıyla uyumu yakalaması zorlaşır.Zamanla bu çocuk da anne-babası gibi izole yaşamı tercih edebilir ve bu kısır döngü böylece devam eder.

   Herşey insanoğlu içindir malum.Hastalandığımızda bize bir tas çorba yapacak insana ihtiyaç duyarız.Bize dua edecek ,başımıza sıkıntılı durumlar geldiğinde omuzunda ağlayabileceğimiz ''adam gibi'' bir arkadaşa,  akrabaya ihtiyaç duyarız, yaşlandığımızda da kapımızı çalacak ve bize hal- hatır soracak birilerine...

  Yalnızlık Allah'a mahsustur.Batının bizlere empoze edip durduğu ''yalnız yaşa!'' ,''tanrı sensin'',''tanrıça sensin'' fikrinden bir an önce uzaklaşmamız gerekiyor.Topluca silkelenip toparlanmak dileğiyle...

                                                                                                  Sumeye BARUT

 

39-ARAMIZDAKİ SEVGİ PITIRCIKLARI

   İnsani ilişkilerin nasıl olması gerektiği herkesin malumudur.Bunu tekrar tekrar söylemeye gerek var mı bilemiyorum gene de söylemiş olayı...