24 Nisan 2020 Cuma

29-ROL MODEL OLAMAYAN DAYI VE AMCALAR



     Göz Egzersizleri Nasıl Yapılır?: 9 Adım (Resimlerle) - wikiHowBen şahsen geniş ailede büyüyen ve bunun tadına tuzuna varan biriyim.Büyüklerimin hayat tecrübelerini,hikmetli nasihatlerini dinleye dinleye büyüdüm.Bu yüzden çekirdek ailede büyüyen yaşıtlarıma göre kendimi şanslı sayıyorum.
Dedelerim zamanın medreselerinden yetişmiş imamlardılar.Ailenin kültürü,dini hassasiyetleri ona göreydi.Aile sohbetlerinin çoğu alimlere  ait el yazması eserlerde yer alan hikmetli sözlerdi.

    Amcalarım ben küçükken bana çokça kitap hediye ederlerdi .Okuma aşkım böylece başladı.Dayılarım ve teyzelerim de öyle. Ara ara kitaplıklarını yenilerler fazlalıkları bana getirirlerdi.Ailede o kitapların hakkını verebilecek çocuklardan biri olduğumu anlamışlardı.Ben de Allah var bir solukta her birini okurdum.Hatta ansiklopedilere bile sıkılmadan sarılırdım.Gece uyku saati geldiğinde kitap okuyamayacağım için üzülürdüm.Bugün eğitimciysem akrabalarımın büyük katkısıyladır bu.

    Akrabaların sadece eğitime,bilgiye,görgüye değil katkısı bence, insanların sevincine,huzuruna da çokça katkısı olanlar vardır; tabi mantıklı ve vicdanlı olanlardan bahsediyorum.

    Akrabaların huzura olan katkılarına  gene kendi hayatımdan bir örnek verecek olursam: Dayılarımdan birinin minibüsü vardı.İki-üç ayda bir anneme telefonda:''Bacım biz sıla-i rahim yapmak için size gelmek istiyoruz ,uygun musunuz?" der, o anda evde biz çocuklardan sevinç çığlıkları kopardı.Bilirdik ki dayımlar gelince bizi ormana, göl kenarlarına gezmelere götürecekler, salıncaklar kuracağız,kuzenlerimizle eğleneceğiz, piknik yapacağız.İki dayım aileleriyle birlikte her defasında yanlarına müsait olan teyzemlerden bir-ikisini de alarak bize gelir,yemekler yenip biraz dinlenildikten sonra minibüse doluşulur ve deşarj olmaya tabiata çıkardık.

    Araba ya bir orman kenarında park ettirilir ya da bir dere veya göl kıyısında...Mangallar yakılır,küçük tüpte dünya kadar patates kızartılır,karpuzlar -şöyle en sulusundan- hilal şeklinde dilimlenip çocukların ellerine verilirdi.Keyfimize diyecek yoktu.
    Yemekler yenildikten sonra çaylar içilir,sonra o muazzam -hatırladıkça özlemden dolayı burnumun direğini  sızlatan- sohbetler başlardı: Fıkhi konulardan, güzel ahlakla ilgili kıssalardan, yakın tarihte yaşanmış  olaylardan,bilimsel bilgilerden...ve daha nice şeylerden konu açılırdı.Biz çocuklar ,büyüklerimizin yanında saygıyla oturur, büyük merakla ve heyecanla konuşulanları dinlerdik,bizi de konuya katmak için arada dayımlar bize de sorular sorar, fikirlerimizi alırdı.Bizler dayılarımızı ve teyzelerimizi ulaşılamaz değerde bilge kişiler olarak görüp onlar gibi olabilmenin hayallerini kurardık.Allahım ne şanslı çocuklardık!


   Şimdiki çocuklara gerçekten de çok üzülüyorum.Odalarına ''herhangi bir sanat icra edememenin hıncıyla orasını-burasını açarak ünlü olmuş zavallılar''ın posterlerini asıyor,okul defterlerine,giyecekleri tişörtlere onların resmi basılmış olanlarını dünya kadar para harcayarak alıyorlar.

   Bunda yeğenlerine rol model olamayan,sorumluluk alamayan dayıların ve amcaların payı büyük bence.Bencilce kendi rahatını düşünen, tek başına yemeği,içmeyi ve eğlenmeyi tercih edenlerin boynunda ,yanlış yolu seçmiş yeğenlerin vebali büyük olsa gerek.

                                                                                                 Sumeye BARUT

39-ARAMIZDAKİ SEVGİ PITIRCIKLARI

   İnsani ilişkilerin nasıl olması gerektiği herkesin malumudur.Bunu tekrar tekrar söylemeye gerek var mı bilemiyorum gene de söylemiş olayı...