Vefa, daha önceden iyilik gördüğümüz birine karşı duyduğumuz minnet ,yapılan iyiliği unutmamak ve bu iyilik karşısında elimize fırsat geçtiğinde bizim de iyilikle mukabelede bulunmamızdır.Hiçbir şey yapamıyorsak bile muhataba en azından bir teşekkürü çok görmemektir.
Ne yazık ki günümüzde çoğu kişi tarafından unutulan bir haslet.
Vefa, Hz. Peygamberimizin de ahlakında var olan bir durumdur. Öyle ki O kutlu insan,eziyetli geçen Taif Seferi dönüşünde müşriklerce Mekke'ye alınmamış neden sonra kendine eman (günümüz deyimiyle bir nevi vize) veren Mut'im b. Adiyy'e ömrü boyunca minnet duymuş ve bunu Mut'im öldükten yıllar sonra Bedir savaşında ele geçirilen esirler hakkında Mut'im'in oğlu Cübeyr'e şöyle ifade etmiştir:''Eğer Mut'im hayatta olsaydı ve benden esirleri serbest bırakmamı isteseydi onun hatırı için esirlerin hepsini serbest bırakırdım''.Burada küçük bir not düşeyim: Mut'im b. Adiyy müslüman olmamıştır.
Vefa duygusu toplum için çok elzemdir aslında. Bir Kızılderili atasözünde: ''İhanet dostluk zincirini karartır,vefa ise onu herzamankinden daha parlak yapar.'' denilir.
Vefasız insanlar karşı tarafa nekadar soğuk ve itici geldiklerinin farkında olmadıklarından dolayı zeki olsalar bile akıllı değillerdir. Malumunuz zeka beynin algılama hızıdır.Akıl ise doğru ve yanlışı ayırt etme yeteneğidir. Bir insan minnet duygusu taşıması gerektiği yerde vefasızlık ve nankörlük yaparak dostlarını incitip kendinden uzaklaştırıyorsa onun akıllı olduğu elbette ki düşünülemez.
Bu nankör insanlar başka bir zaman yine dara düşerlerse daha önce kendilerinden uzaklaştırdıkları arkadaşları tarafından büyük ihtimalle yardım görmeyeceklerdir. Peki bu durumda olayın öznesinin akıllı olduğu nasıl düşünülebilir ki?
Toplumun birbirinden kopuşuna sebep olan vefasız insanlar herzaman kaybeden taraf olurlar. Bu kaybediş belki de bu dünyayla sınırlı olmaz,ukbada da devam eder.
Sumeye BARUT
Ne yazık ki günümüzde çoğu kişi tarafından unutulan bir haslet.
Vefa, Hz. Peygamberimizin de ahlakında var olan bir durumdur. Öyle ki O kutlu insan,eziyetli geçen Taif Seferi dönüşünde müşriklerce Mekke'ye alınmamış neden sonra kendine eman (günümüz deyimiyle bir nevi vize) veren Mut'im b. Adiyy'e ömrü boyunca minnet duymuş ve bunu Mut'im öldükten yıllar sonra Bedir savaşında ele geçirilen esirler hakkında Mut'im'in oğlu Cübeyr'e şöyle ifade etmiştir:''Eğer Mut'im hayatta olsaydı ve benden esirleri serbest bırakmamı isteseydi onun hatırı için esirlerin hepsini serbest bırakırdım''.Burada küçük bir not düşeyim: Mut'im b. Adiyy müslüman olmamıştır.
Vefa duygusu toplum için çok elzemdir aslında. Bir Kızılderili atasözünde: ''İhanet dostluk zincirini karartır,vefa ise onu herzamankinden daha parlak yapar.'' denilir.
Vefasız insanlar karşı tarafa nekadar soğuk ve itici geldiklerinin farkında olmadıklarından dolayı zeki olsalar bile akıllı değillerdir. Malumunuz zeka beynin algılama hızıdır.Akıl ise doğru ve yanlışı ayırt etme yeteneğidir. Bir insan minnet duygusu taşıması gerektiği yerde vefasızlık ve nankörlük yaparak dostlarını incitip kendinden uzaklaştırıyorsa onun akıllı olduğu elbette ki düşünülemez.
Bu nankör insanlar başka bir zaman yine dara düşerlerse daha önce kendilerinden uzaklaştırdıkları arkadaşları tarafından büyük ihtimalle yardım görmeyeceklerdir. Peki bu durumda olayın öznesinin akıllı olduğu nasıl düşünülebilir ki?
Toplumun birbirinden kopuşuna sebep olan vefasız insanlar herzaman kaybeden taraf olurlar. Bu kaybediş belki de bu dünyayla sınırlı olmaz,ukbada da devam eder.
Sumeye BARUT
cok cok guzel yazi agladim valla ...ustakimyaci
YanıtlaSilTeşekkürler ustakimyacı.Mevla ağlatmasın hep güldürsün hayatta
YanıtlaSil