Kimileri Batı'nın empoze ettiği sınırsız özgürlüğü yaşamak için, kimileri insanlara karşı güvenini yitirdiğinden, kimileri sosyalleşmeyi sevmediğinden...vb daha nice sebeplerle yalnız yaşamayı tercih ediyorlar.
Evet yalnızlık çoğu zaman bir tercihtir, bazen de bir zorunluluk. Ben burada zorunluluk durumu olan yalnızlıktan bahsetmeyeceğim. O biraz çözümsüz olabilir nitekim. Sözüm, keyfi olarak yalnızlığı tercih edenlere.
''İnsan sosyal bir varlıktır.'' sözünün bilimsel gerçekliğini kabul etseler de etmeseler de yalnız yaşayanlarımız - ki bunlar bazen tek başlarına veya ailece toplumdan izole bir şekilde yaşarlar-mutlaka bir başka insanla konuşmaya veya ondan yardım istemeye ihtiyaç duyacaklardır. Öyle ya, musluk tamirini ,elektrik tesisatını, mobilya bakım onarımını...vs. bilen ve kimseye muhtaç olmayacağını düşünen kişilerin fırıncıya, ayakkabı tamircisine, terziye...vs. ihtiyacı olmayacak mı? Hepsini bir yana bırakalım; bir arkadaşla,bir komşuyla çay içip üç-beş kelam etmenin bile insan hayatında çok büyük bir önemi var. Eğer anne- baba ''buna ihtiyacımız yok.'' diye düşünürlerse de çocukların arkadaşlarla oyun oynamaya ve yaşlıların sohbetini dinlemeye ve hayatı gizil öğrenmeye ihtiyaçları olacaktır. Büyükler anılarını, tecrübelerini, milli ve manevi değerlerle ilgili bilgi birikimlerini gelecek nesle aktarmalılar. Bu, toplumun geleceği için de elzemdir. Bence yalnız büyütülen çocuklar kalabalıklar içinde büyütülen çocuklardan 1-0 geride hayata başlarlar.
Yalnız büyüyen çocukta adab-ı muaşeret kuralları bilgisi, milli ve manevi değerlerle ilgili doneler, kıssa ve hikayeler ,büyüklerin tecrübeleriyle ilgili bilgiler eksik kalır (istisnalar vardır elbet).Bütün bunlar bireyler için ''Hayat Üniversitesi''dir. Bu çocukların hem kalabalıklar içinde büyüyen akranlarıyla uyumu yakalaması zorlaşır hem de zamanla bu çocuklar da anne-babaları gibi izole yaşamı tercih edebilirler ve böylece bu kısır döngü devam eder.
Herşey insanoğlu içindir malum. Hastalandığımızda bize bir tas çorba yapacak insana ihtiyaç duyarız. Bize dua edecek, başımıza sıkıntılı durumlar geldiğinde omuzunda ağlayabileceğimiz bir arkadaşa, akrabaya ihtiyaç duyarız, yaşlandığımızda da kapımızı çalacak ve bize hal- hatır soracak birilerine...
Yalnızlık Allah'a mahsustur. Batının bizlere empoze edip durduğu ''yalnız yaşa!'' ,'' dünyanın merkezi sensin'', ''özgür ol, bireysel yaşa, kimseyi umursama.''' gibi sloganların peşinde gitmekten artık vazgeçmeliyiz. Topluca silkelenip toparlanmak dileğiyle...
Sumeye BARUT