17 Ocak 2020 Cuma



25- EŞYALARDAN DOLAYI MİSAFİR AĞIRLAMAKTAN KAÇINANLAR

       Daha önceleri evlerimizde en ferah ve en güzel oda misafirlere ayrılırdı ve her daim temiz ve düzenli durması için odanın kapısı kilitli tutulurdu.Gelen misafir içten,samimi şekilde ağırlanır kendisine hemen yemek sofrası kurulurdu .
       Sonrasında ne mi oldu?Evlerimiz metrekare olarak büyüse de yüreklerimizdeki sevgi,hoşgörü,dayanışma gibi duygular küçüldü.Evlerimizden en önce misafir odalarını kaldırdık.
       Peki bizi misafir ağırlamaktan alıkoyan şeyler neydi? Ne oldu ki böyle değiştik?...
       Eskiden evlerde sedirler olurdu ve gelen misafirler buraya oturtulurdu.Bu basit sedirlerin üzerinde oturan ev sahibi ve misafirler muhabbete doymazlardı.Semaver dolusu çaylar demlenir, öğlen yemeğine gelen misafir hava kararmaya başlamadan evine dönmezdi.Evine gitmek istese de ev sahibi gitmesine müsaade etmez ısrarla oturturdu.Güle oynaya muhabbete devam edilirdi.Psikologların yaptığı terapilerden kat kat fazlasıyla böylece terapi olan muhataplarda ne stres kalırdı ne de dert.Yardımlaşılacak ne varsa paylaşılır,sıkıntılar da hafiflerdi.
       Odada kırılacak eşya olmadığından çocuklar da rahatça oynar eğlenir,biraz sıkılınca da sokağa top oynamaya, ip atlamaya çıkarlardı.
       Ne zaman ki evlerden misafir odaları kalktı,salonlara pahalı koltuklar,büyük ekran plazma televizyonlar kondu işte o zaman da komşuluk ilişkilerimiz, muhabbet ,sık sık misafir ağırlama gibi değerlerimiz de unutulmaya yüz tuttu.Sokaklar da güvensiz ve tehlikeli olunca çocukların evde oyun oynaması gerekti ama evlere doldurulan bunca pahalı ve kırılgan eşyalarla çocuklu misafir ağırlamak nasıl mümkün olacaktı?
      Çocuk bu ya, cam vazolar veya porselen biblolardan birini yanlışlıkla devirse,elindeki oyuncağı kazara plazma tv ye çarpsa veya deri  koltuğa incecik tırnağını batırsa eyvah ki ne eyvah!
      İşte bizi birbirimizden koparan şey , aramıza ayrılık tohumları seren dünyevi hırslarımız ve lüks sevdamızdır maalesef.
      Oysa ki bize asıl kalacak olanlar güzel ameller ve kurduğumuz güzel dostluklar değil midir? O halde geçici olan şeylere bu sevdamız neden?



                                                                                             Sumeye BARUT

   

      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

39-ARAMIZDAKİ SEVGİ PITIRCIKLARI

   İnsani ilişkilerin nasıl olması gerektiği herkesin malumudur.Bunu tekrar tekrar söylemeye gerek var mı bilemiyorum gene de söylemiş olayı...