24 Eylül 2019 Salı

8-BULDUĞUMUZ GİBİ BIRAKAMAMA HASTALIĞIMIZ
   İnsanoğlunun ihtiyaçları sınırsızdır. Eğer benliğimize yenilirsek bu sınırsızlığın batağında madden ve manen yok olur gideriz.
   Paramız olsa bile ihtiyacımız olan şeylere her zaman ve zeminde ulaşamayabiliriz. O zaman da bir komşumuzdan veya bir akrabamızdan ihtiyacımız olan eşyayı ödünç olarak isteriz. Bu bazen bir kalem de olabilir, bir ütü de, bir mutfak robotu da... Dedim ya ihtiyaçlar sınırsız...
    Peki ödünç olarak aldığımız şeyleri korumaya ne derece özen gösteriyoruz; veya eşyayı aldığımız yere tekrar geri koyuyor muyuz?Yoksa onu ulu-orta yere bırakıp gidiyor muyuz?
    ''Nasıl olsa benim değil''.düşüncesi ne derece doğru?.
    Komşuya verdiğiniz mutfak robotu size ne şekilde döndü?Sağlam ve temiz mi yoksa robotta sert birşeyler (tarhana...vb.) öğütülmeye çalışılıp bozulmuş halde mi?
    Ya daha önce ödünç verdiğiniz buharlı ütü?.. Ütülerin çoğu kireçli su kullandığınızda bozulur. Bu kuralı  genelde herkes bilir ama ütüyü sizden isteyen komşunuz ne hikmetse ütüyü geri getirdiğinde kireçle tıkanmış vaziyette size teslim eder.Komşunuzla bir ütü için bozuşmak istemeyen biriyseniz bu durumda tamir masrafı da sizden çıkacaktır.
    Bu kul hakkı değil de nedir?
    Peki kurumlarda durum nasıl?... Bankalar bu konuda bize tüyo verecektir: Öyle ki gişedeki görevlinin önünde bulunan kalemin plastik bir iple masaya tutturulduğunu görürsünüz.Bu da size daha önce bilmem kaç tane kalemin yerinden alınıp kullanıldıktan sonra tekrar geri getirilmediğinin göstergesi olacaktır sanırım.
    Diğer kurumlarda da öyle...Memurun masasındaki yapıştırıcı,delgeç,zımba,kalem... vb . neredeyse savaştaki askerin silahı kadar önemlidir. Üst amire acil gönderilmesi gereken bir evrak için memur yukarıda saydığım malzemelerden birine ihtiyaç duyabilir.Memurdan, kurumda kullanmak için ,aldığımız bu malzemeleri işimiz bittiğinde yerine bırakmaz rastgele bir yere koyar ve onu unutmaya meyledersek hem kamu zararı oluşturabiliriz hem de Hz. Peygamberimizin şu hadisine muhatap olabiliriz ne yazık ki:''Allah kime devlet işi nasip eder de o kişi de bir iğne (gibi küçük bir şey bile olsa)halktan gizlerse(o eşyaya el koyarsa)Yüce Allah kıyamet günü o kişiyi  boynunda asılı halde olan o iğneyle (eşyayla) diriltir.Mahşer meydanına kişi o halde gelir.''
    Musluğu,klimayı,elektiriği gereksiz yere açık tutmak da maalesef ki toplumsal pürüzlerimizdendir. Sonu düşünülmeden yapılan işlerin ne şekilde sonuçlanacağı malumunuzdur; memlekette elektrik israfı olursa enerjide dışa bağımlılık gerçekleşir.Bu da ''kelebek etkisi'' gibi ''daha büyük fırtına''lara sebep olur ta ki dış düşmanlarımızın ülkemizin içişlerine karışmasına kadar gider iş. Su israfının sonuçlarını anlatmama gerek yok sanırım; küçük çocuklarca bile bunun sonuçları biliniyor artık.
    Gerek eşya gerek enerji olsun kullandığımız şeyi özenle ve israfa sebep olmadan kullanalım.Sonradan bedel ödemek istemiyorsak tabi...

                                                                                         SUMEYE BARUT
 
   
  
  
 

1 yorum:

39-ARAMIZDAKİ SEVGİ PITIRCIKLARI

   İnsani ilişkilerin nasıl olması gerektiği herkesin malumudur.Bunu tekrar tekrar söylemeye gerek var mı bilemiyorum gene de söylemiş olayı...